Emre YUSUFİ ile Dijital Sanat
Yaratıcılığını keşfetmiş insanın yapabileceklerinin sonu yoktur. Yapabileceklerinin sonu olmayan insan mutlaka sanat yapmalı. Emre YUSUFİ yaratıcılığını keşfetmiş, bunu hayatının her alanında kullanmış. Öyle tek bir alana da sığdırmaya çalışmamış. Hal böyle olunca sanat direktörlüğü yaptığı bir reklam ajansı, tablolarının sergilendiği ve müzik çalışmalarının yapıldığı ayrı iki stüdyo
çıkmış ortaya…
Lemonade Ajans sizi sloganıyla karşılıyor “refreshing ideas”. Genç ve dinamik bir ekip ile ilk andan enerjiyi hissetmeniz mümkün.Akabinde o “olağan derecede şaşırtıcı” diye tanımladığı tabloları görmek istiyorsunuz… Tablolar mı etkileyici olan, yoksa tabloların hikayeleri mi? Cevap elbette her ikisi de. Her projenin ayrı hikayesi, her hikayenin ayrı karakteri, her karakterin ortaya çıkarttığı ayrı bir sanat eseri var. Dijital dünya içerisinde eksik olan ruhu Emre YUSUFİ sanat ile tamamlamış.
Peki Zeytin Music? Stüdyo içinde ayrı bir stüdyo, sanat içinde ayrı bir sanatın yapıldığını düşünün. Bir de burada çıkmak üzere olan albümün parçalarını dinlediğinizi… Tarzları, duruşları, emekleriyle harmanlanmış enfes bir albüm geliyor bizden söylemesi!
Kimdir Emre YUSUFİ? Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Hayatının neredeyse tamamını görsel ve işitsel yaratıma adamış, 1981 doğumlu, grafik sanatçı, reklamcı ve müzisyendir.
Nedir bu “Hercules On Ride”, nasıl ortaya çıktı?
Seriye ismini veren ilk çalışmam motorsiklet kullanan Hercules heykeliydi. Bu sebepten Hercules On Ride dedim. Tabii sonrasında bu bir yolculuğa dönüştü. Bu yolculuk oldukça planlıydı aslında… Öncelikle reklamcılığın getirisi olan brief üzerine yaratıcı iş düşünme ve mümkünse daha önceden yapılmamışı yapma (yapmaya çalışma) alışkanlığına sahibim. Kendi brief’imi kendime verdiğim işlerden biriydi Hercules On Ride. Bu projenin doğmasına katkıda bulunan unsurlar yine tecrübelerimin ve anılarımın içerisinde yer alıyordu. Henüz akademinin sınavlarına girmemişken, liseden daha yeni mezunken yarım sömestr İtalya’ nın Floransa şehrinde Academia Italia’ da sanat eğitimi almıştım. Her gün Hercules’ in, David’ in, Poseidon’ un heykelleri altında skeç defterime bir şeyler karalıyordum. Hatta bakarak onları çiziyordum. Sanırım yeni ve yapılmayanı yapma motivasyonuyla yola çıktığım bu projede ilhamı bu zamanlarda yani geçmişimde buldum.
Hercules, her istediğine sahip olabilecek bir tanrı iken sizin resimlerinizde sıradan insanların keyif aldığı şeyleri yaparken resmedilmiş. Bu projede vurgulamaya çalıştığınız nedir?
Hercules, tanrıların arasında insani zaaflara sahip tek tanrı diyebiliriz. Ne de olsa annesi bir
insan. Benim eserlerimin içinde insana ait ne varsa deneyimlemek arzusu ile oldukça sıradan şeyler yapıyor aslında. Bu projedeki en farklı durum “sıradanlık”. Hercules On Ride’ ı bir kaç kelimeyle özetlemeye çalışırsak kısaca “olağan derecede şaşırtıcı” diyebiliriz. Yani motorsiklete binen bir adam oldukça olağandır fakat motorsiklete binen bir heykel şaşırtıcıdır. Ben olağan ve sıradan konuları oldukları gibi işliyorum. Tek fark insan yerine Hercules’ i resmediyorum ve şaşırtıcı kısım ortaya çıkıyor.
Birbirinden farklı ve orijinal projeleriniz var. Tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
Projelerimin ortak noktası hepsinin birer hikayesinin olması. Hikayesi ve daha da önemlisi iyi bir
fikri olmayan bir işe imza atmam. Projelerimin üzerinde çok düşünürüm ama günün sonunda içimden geldiği gibi yaparım. Tabii ana fikre bağlı kalarak.
Tekniğiniz hakkında ne söylemek istersiniz?
Tekniğimi kısaca foto manipülasyon olarak adlandırabiliriz. Kimi zaman hazır, kimi zaman kendi çektiğim fotoğrafları doğru ışık, renk, perspektif ve gölge değerleriyle dengeleyip ortaya bir kompozisyon çıkarıyorum. Kimi zaman sadece fotoğrafları bir araya getiriyorum kimi zaman da fotoğrafın içerisinde yine kendi yaptığım 3 boyutlu modellemeleri kullanıyorum.
Hayvanların doğasında, yaşamını sürdürebilmek için birbirini öldürmek de, iktidara gelebilmek de var. Ama bunları insanların savaş araçları ile yapmalarının altında yatan düşünce nedir?
Bir dünyamız var. Kıymetini bilmediğimiz. Sadece insanların yuvası olduğunu zannettiğimiz. Ve biz bu dünyayı savaşarak her geçen gün daha da kaosun içine sürükleyip daha da yaşanmaz bir hale getiriyoruz. Peki beraber yaşadığımız diğer canlılar ne yapsın? Hayvanlar ne yapsın mesela? Biz savaşırken, onların dünyasını da mahvediyoruz. Onlar sadece kaçıyor ya da yok oluyor. En azından benim eserlerimde onlara insanoğluyla aynı şartları sağlıyorum. Aynı bizim gibi silah
kullanıp kendilerini savunma şansı veriyorum. War Animals serisinin özünde bu fikir var.
Yaratıcı tarafınızı nasıl keşfettiniz? Sizce yaratıcılığı beslemek için neler gereklidir?
Her insan yaratıcıdır bence. Sadece ifade etme biçimini bulamamış ya da bununla ilgilenmemiş olabilir. Yaratıcılığını ortaya çıkarmanın birçok yolu var. Benimkisi çok küçük yaşlarda kendiliğinden çıkmış ortaya. Tabii burada sanatla ilgilenen bir annenin, sanatçı ve müzisyen bir babanın rolü de çok önemli. 4 yaşında ilk sulu boyamı yapmış, elimdeki küçük orgla duyduğumu çalmaya başlamıştım bile.
Lemonade neler yapar?
Lemonade 360 derece hizmet veren benim de hem art director hem de ortağı olduğum bir reklam ajansıdır. Markalara stratejiler oluşturur, kampanyalar yaratır ve satışlarını arttırır. Ya da
kimi zaman bilinirliklerini arttırır. 12 yıldır reklam sektöründedir, ulusal ve uluslararası onlarca firmaya hizmet vermiştir.
Birçok büyük firmanın kampanyalarını tasarlamışsınız. Bu tasarımları televizyonda, reklam panolarında, dergilerde gördüğünüzde ne düşünüyorsunuz? Gurur ve onur mu duyuyorsunuz? Yoksa günlerce, haftalarca ona harcadığınız emekler, uykusuz geceler ve benzeri mi geliyor aklınıza?
İşinizi billboardlarda, televizyon, gazete ve dergilerde görmek tabii ki güzel. Öncelikle işiniz oraya gelene kadar geçen süreç aklınıza geliyor. Gurur ve onur kısmı o işin yarattığı sonuca göre oluşan bir durum. Başarılı bir iş bence vaadini yerine getirmiş iştir. Tabii o vaat de aldığınız brief neydi, siz ne yaptınız ve sonucu ne olduğu ile ilgili. Onun haricinde bir işimi sokakta görmek sadece “bak bunu ben yaptım” dan öteye gitmez. Sonuç başarılı değilse çok büyük heyecanlar duymuyorum açıkçası.
Resim üzerinden gittik, Lemonade Ajans’ tan bahsettik fakat bunların dışında sizin müzikle de bağlantınız var. Zeytin müzikten bahsedebilir misiniz?
Zeytin… 5 mükemmel insanla birlikte dünyayı müzikle değiştirebileceğimize inandığımız içinde bulunmaktan gurur duyduğum harika bir müzik grubu. Zeytin ile yaptığımız müzik gerek sözleri, gerek notaları, gerek fikirleriyle bence bu ülkenin ve dünyanın ihtiyaç duyduğu farklılıkta. Yakında ilk albümümüz çıkıyor. Pırıl pırıl 11 parça. Zeytin’ i merak edenler www.zeytinmusic.com adresini ziyaret edebilir.
Yaptığınız işleri düşününce, etkili zaman yönetimi için neler yapıyorsunuz?
Her işe yeteri kadar zaman ayırıyorum. Burada yeteri kadarın ucu açık biraz ama ne yapacağımı bilmeden ya da planlamadan pek masa başına oturmuyorum. Bu sebepten zamanımı efektif kullanmayı genelde başarıyorum diyebilirim. Konsantrasyonumu hep yüksek tutmaya çalışıyorum. Bazen sadece iyi konsantre olarak çok daha uzun sürebilecek bir konuyu birkaç saatte halledebiliyorsunuz. Pek sıkılgan değilim. Bir işe başladığımda bitirene kadar ya da yetene kadar üzerinde sıkılmadan çalışabilirim. İş ki ne yapacağını bilesin. :)
Çalışmalarınıza ulaşmak isteyen kişiler ne yapmalı, nerelerde bulabilirler?
Instagram hesabımı güncel tutmaya gayret ediyorum. emreyusufi_art adresinden beni takip edebilirler. Stüdyom Lemonade Ajans’ ın alt katında. İstanbul Levazım’ da. Burada işlerimi yakından görmek isteyenler bana contact@emreyusufi.com mail adresinden ulaşır ve randevulaşarak bir kahvemi içmeye uğrayabilirler.
Hızlı Soru Cevap;
Sosyal medyada en son ne paylaştınız?
Roma’ da katıldığım Marco Contemporary Art Museum sergimi.
Tahammül edemediğiniz davranış?
Tolerans sahibiyim, sanırım her şeye tahammül edebilirim. Ama söylemediğim bir şeyi söyledin diyene kızıyorum çünkü ne söylediğini bilen biriyim.
Saygınızı kazanan insan tipi?
Fikir ve bilgi sahibi insan.
En iyi hissettiren şehir?
New York ve İstanbul.
Aşk?
Kesin var öyle bir şey…
Olmazsa olmazlarınız?
Ailem (annem), sağlığım, ekipmanlarım.
Hayat sloganınız?
Yaratıcı ol!
www.zeytinmusic.com
Fotoğraf - www.haldunhakan.com
*Telif hakkı Create The Craft' a aittir.